Kızılırmak Deltası Türkiye’de bir ilke imza atıyor

SAMSUN

Türkiye’de doğal miras alanında gerçekleştirilen ilk somut olmayan kültürel miras çalışması Kızılırmak Deltası’nda gerçekleştirildi.

Tabii özelliklerini koruyabilmiş Türkiye’nin en büyük sulak alanlarından biri olan Kızılırmak Deltası Sulak Alan ve Kuş Cenneti, bir ilke daha imza atıyor. Somut Olmayan Kültürel Miras Enstitüsü Derneği’nin ülkede ilk kez gerçekleştirdiği doğal ve somut olmayan kültürel miras çalışması, hazırlanan katalogla tescilleniyor. Çalışma, deltanın UNESCO Dünya Kültür Mirası Daimi Listesi’ne girebilmesi açısından da büyük önem taşıyor. 

Gazi Üniversitesi Türk Halk Bilimi Araştırma ve Uygulama Merkezi ile Samsun Büyükşehir Belediyesi’nin işbirliği, Somut Olmayan Kültürel Miras Enstitüsü Derneği’nin katkı ve destekleriyle geçen yıl yapılan Türkiye’nin ilk doğal ve kültürel miras çalışması, tamamlandı. “Kızılırmak Deltası Sulak Alan ve Kuş Cenneti Etki Alanında Somut Olmayan Kültürel Mirasın Belirlenmesi Projesi” kapsamında gerçekleştirilen çalışmada elde edilen veriler, hazırlanan Kızılırmak Deltası Sulak Alan ve Kuş Cenneti’nin somut olmayan kültürel miras kataloğunda yer alarak tescillenecek.

 Delta ve kuş cennetinin doğal güzelliklerinin korunması ve kültürel özelliklerinin yeniden canlandırılıp yaşatılmasıyla turizm potansiyelinin ulusal ve uluslararası alanda da büyük katkı vereceği belirtiliyor. Alaçam, Bafra ve 19 Mayıs ilçelerine bağlı 23 köyde yaptıkları kültürel miras derleme çalışmasıyla ilgili bilgi veren UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Somut Olmayan Kültürel Miras Enstitüsü Genel Sekreteri ve İhtisas Komitesi Üyesi Doç. Dr. Evrim Ölçer Özünel, alan araştırmasında önemli bilgiler elde ettiklerini söyledi. 

Gazi Üniversitesi Türk Halk Bilimi Bölümünden öğretim üyeleri koordinatörlüğünde doktora ve yüksek lisans düzeyinde 14 araştırmacıyla 400 kaynak kişiyle görüştüklerini ifade eden Doç. Dr. Özünel, “Alan çalışmasıyla somut olmayan kültürel miras alanında yer alan masal, destan, hikâye gibi sözlü ürünler; âşıklık sanatı, köy seyirlik oyunları, karagöz, meddah gibi gösteri sanatları örnekleri; doğum, evlenme, ölüm, Hıdırellez gibi toplumsal uygulamalar, ritüeller ve şölenler; halk hekimliği, halk mutfağı, halk mimarisi gibi doğa ve evrenle ilgili uygulamalar, usta çırak ilişkisi içinde seri üretime dayanmayan tüm geleneksel meslekler ve el sanatları geleneği ile ilgili bilgileri derledik. Proje gerçekleştirilirken doğa-kültür-mekân ilişkisinin canlı bir şekilde gözlenebileceği alanlar da kaydettik” dedi. 

Türkiye’de doğal miras alanında gerçekleştirilen ilk somut olmayan kültürel miras çalışmasını Kızılırmak Deltası’nda yaptıklarının altını çizen Doç. Dr. Evrim Ölçer Özünel, “Bu doğa harikası alan, doğal güzellikleri ve habitatı yanında onlarca hikâyeye, masala, atasözüne, kutlamalara, geleneklere ev sahipliği yapıyor. Aynı zamanda Karadeniz’e özgü habitat tiplerini temsil etmesi, ekolojik ve genetik çeşitliliğini sürdürmesi, Güney Karadeniz Havzası’nın en büyük sulak alanı olması, çeşitli yaşam ortamlarıyla çok sayıda türün barınabilmesine imkân sağlaması ile doğa ve insan uyumu bakımından uluslararası önem ve örnek teşkil ediyor. Delta, doğru yöntemlerle korunmalı, farkındalık oluşturulmalı ve özgün bir şekilde gelecek kuşaklara aktarılmalıdır” şeklinde konuştu. 
Katalogla ilgili de bilgi veren Doç. Dr. Özünel, “Elde ettiğimiz verilerle görsel, işitsel ve yazılı bir arşiv oluşturarak, somut olmayan kültürel mirasın beş başlığına göre sınıflandırdık. Titiz bir çalışma sonucunda da fotoğraflarla desteklediğimiz 300 sayfalık katalog, yakın zamanda hazır olacak. Proje sayesinde el sanatlarının canlandırılması, somut olmayan kültürel miras müzeciliği, ekolojik-organik ürünlerin üretimi, Hıdırellez, Mayıs Yedisi, at yarışları, manda salınım festivali gibi kutlamaların yeniden canlandırılması, manda popülasyonunun korunarak elde edilen ürünlerin tanıtımının sağlanması gibi adımların, doğa ile uyumlu sürdürülebilir bir kalkınmayı sağlayacağı da ön plana çıkmıştır” şeklinde konuştu. 

UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Başkan Vekili Prof. Dr. Muhtar Kutlu ise çalışmanın kurum açısından önemli olduğunu kaydetti. Prof. Dr. Kutlu, “Türkiye’de doğal alanların somut olmayan kültürel miraslar ile birlikte korunması, buna yönelik planların hazırlanması ilk kez gerçekleştirildi. UNESCO da koruma kavramını bütüncül çerçevede ele alıyor. Yani somutun somut olmayanla, doğalın kültürle birlikte korunması, bizim için ideal ve olması gereken bir düşüncedir. Ülkemizde ilk defa bu ideal ve çabalar, Kızılırmak Deltası ile birlikte gerçekleşiyor” ifadelerini kullandı. 

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.