Yunanistan sınırından geçemeyip korona virüsü nedeniyle Kırklareli’nde 14 gün karantinaya alınan 30 göçmen karantina sürelerinin bitmesinin ardından Samsun’a getirildi.
Türkiye’nin sınır kapıların açmasının ardından Avrupa hayaliyle Edirne’ye giden göçmenler Yunanistan’ın sınırdan geçmek isteyen göçmenlere uyguladığı şiddetle hayal kırıklığına uğradı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun 27 Mart günü açıkladığı verilerde 150 bin 600 kişinin sınır geçtiği belirtildi. Sınırı geçip de Yunan polisi tarafından yakalananlar ise üzerilerinin soyulmasından, tacize ve şiddete kadar insanlık dışı uygulamalara maruz bırakılarak Türkiye’ye geri gönderildi.
Korona virüsünün dünyada yaygınlaşması ve Türkiye’de de görülmesinin ardından ise bu göçmenler Göç İdaresi Genel Müdürlüğü tarafından geri gönderme merkezlerine yerleştirilerek karantina altına alındı. 14 günlük karantina süreci boyunca sağlık birimleri tarafından kontrolleri yapıldı. Karantina süreleri biten korona virüse rastlanmayan bir kısım göçmen ise bırakılmak üzere diğer illere gönderildi.
Bu kapsamda Kırklareli’nde karantinasını tamamlayan 30 kişilik bir göçmen grubu Samsun’a getirildi. Samsun İl Göç İdaresi Müdürlüğü’nde kayıt işlemleri gerçekleştirildi. Müdürlükte bu sebeple güvenlik ve hijyene yönelik önlem alındı. Göçmenler buraya 2- 3 kişilik gruplara halinde alındı. Personel maske ile çalışırken göçmenlere girişte ateş ölçümü yapıldı. Dezenfektan ve maske kullanmaları sağlandı. Göçmenler buradaki işlemlerin ardından İstanbul’a gitmek istediklerini belirtti.

"İstanbul’a gitmek istiyoruz"
Yunanistan polisine yakalandığını ve Pakistanlı olduğunu söyleyen bir göçmen ise gördüğü şiddeti, “Başkan söyledi kapıyı açtık. Biz gittik oraya Yunanistan kapıyı açmadı. Ben geçtim karşıya onlar beni dövdü. Telefonumu paralarımı aldılar. Elbiselerimi çıkarttılar. Ayakkabılarımı aldılar sonra dövdüler geri gönderdiler. Kapıda kaldık. 14 gün biz Kırklareli’nin Pehlivanköy ilçesinde misafir olduk. 22. günde buraya geldik. Burada serbest olacağız ama burada hiçbir akrabamız, paramız, evimiz, bir şeyimiz yok. O yüzden İstanbul’a gitmek istiyoruz. Orada akrabalarımız var” dedi.