Bebeklerde ek gıdaya geçişte yapılması gerekenler

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Serdar Pop, bebeğin 180 günü doldurduğunda tamamlayıcı gıdaya artık hazır hale geldiğini ifade ederek, ek gıdaya geçişte neler yapılması konusunda önemli bilgiler verdi.

16 Ağustos 2021 Pazartesi 11:14
Bebeklerde ek gıdaya geçişte yapılması gerekenler

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Serdar Pop, bebeğin 180 günü doldurduğunda tamamlayıcı gıdaya artık hazır hale geldiğini ifade ederek, ek gıdaya geçişte neler yapılması konusunda önemli bilgiler verdi.

Büyük Anadolu Hastaneleri Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Serdar Pop, “Ek gıdaya geçerken aileleri tatlı bir telaş alıyor. Özellikle ilk bebekte tamamlayıcı beslenmeye geçiş aileler için bazen zorlu bir sürecin başlangıcı olabiliyor. Hem Dünya Sağlık Örgütü hem de Sağlık Bakanlığı ilk 6 ay sadece anne sütünü öneriyor. Öyle ki ilk 6 ay anne sütü alırken su verilmesi bile önerilmiyor. Altıncı ay itibarıyla artan kalori, protein, vitamin ve mineral ihtiyaçları göz önünde bulundurularak tamamlayıcı gıdaya başlatılır. Bebeğimiz 180 günü doldurunca tamamlayıcı gıdaya artık hazır hale gelmiş olur. Bu dönemde destekli de olsa oturuyor olması, sofra gıdalarını almak istemesi, anne ve babalarının ellerindeki yiyecek için heyecanlanması, ağızları ile ses çıkartmaları el ve ağız koordinasyonunu sağlaması tamamlayıcı beslenmeye geçiş için önemli işaret taşlarıdır” dedi.

Uzm. Dr. Serdar Pop, tamamlayıcı beslenmeye erken başlamanın sorunları hakkında şu bilgileri verdi:

“Yapılan araştırmalarda, tamamlayıcı yarı katı- katı gıdaların 6 ay öncesi verilmesi çocuklarda hastalık riskini arttırır. Erken başlanan tamamlayıcı gıda çocuklarda bağırsak florasının bozulmasına yol açar. Yapılan araştırmalarda ilk 6 ay sadece anne sütü ile beslenen çocukların daha az hasta oldukları ve yüzde 30 oranında daha az mide bağırsak enfeksiyonlarına yakalandığı tespit edilmiştir. Daha erken tamamlayıcı beslenmeye başlanmasının anne sütünü alma süresini azalttığına dair yayınlar mevcuttur. 6 aydan önce bebeklerin çiğnemesi güçlü olmadığından ve dilleri ile dışa itme durumu olabileceğinden erken başlamak bebekte isteksizliğe sebep olabilir. Tamamlayıcı beslenmeye geç başlamanın sorunları. Anne sütünün içeriği gerektiği kadar iyi olsa da tamamlayıcı beslenmeye zamanında başlamamak bebeklerde büyüme gelişme geriliğine sebep olur. Bunların yanında alınmayan mikro ve makro besinler sebebiyle oluşan vitamin ve minerallerin eksiklikleri çocukta hastalıklar oluşturabilir. Tamamlayıcı beslenmeye geç başlanması çocuklarda besin alerjisi riskini arttırır.”

Klasik yöntem

Tamamlayıcı beslenmeye geçiş döneminde yöntemlerden bahseden Dr. Serdar Pop, “Klasik yöntem: Yıllardan beri bildiğimiz anne, baba veya başka bir bakım verici tarafından bebeğin direk beslenmesi yöntemidir. Bu durumda çocuk biraz daha edilgen durumdadır. Anne çocuğu besleme ile uğraşır. Genelde ülkemizde klasik yöntem ile beslenen çocukların ilk gıdası yoğurttur. Bunun yanında sebzelerde tamamlayıcı beslenmeye geçişte en çok kullanılan gıdalar arasındadır. Bunun yanında 2000’li yılların başlarında Dr. Gill Rapley tarafından ortaya atılmış BLW yani bebek önderliğinde beslenme yönteminden bahsetmek istiyorum.

BLW- bebek önderliğinde beslenme yöntemi: ‘Bırakın bebekler kendileri yesin’ mottosuyla ortaya çıkan bu yöntemde mama sandalyesine oturan bebek, parmak şeklinde haşlanmış gıdaları kendi elleriyle kavrayarak kendi kendine beslenmeye çalışır. Klasik yönteme alternatif olan bu yöntemi benimseyenler çocukların açlık ve tokluk hissine saygılı bir hayat prensibini benimsediklerini ifade ederler. Bu yöntemde bebeklerin ince motor aktiviteleri iyi bir şekilde gelişir. Yeni bir yöntem olduğu için ve çocuklar kendi kendilerine yemek yedikleri için, ilk başta aileler bu durumdan tedirgin olurlar. Ailelerin akıllarındaki en önemli sorular bazıları; ‘şimdi bu çocuğun dişleri yok besinleri nasıl ısıracak?’ ve ‘ya boğazına kaçarsa ne yaparız?’ gibi haklı sorulardır. BLW yani bebek önderliğinde beslenme yönteminde, gıdalar haşlanarak ve ellerinde ve damaklarında ezebilecek kıvamda verilir. Yapılan araştırmalarda çocuğun boğazına kaçma riski de gösterilmemiştir. Çünkü bebeklerde öğürme refleksi dilin orta kısmındadır. Bebek bir şeyin boğazına kaçacağını düşününce bizlere göre daha güçlü bir şekilde öğürür. 2018 yılında İtalya’da yapılan bir çalışmada BLW yöntemi ile klasik yöntem kıyaslanmıştır. Bu çalışmada çocuklar boğaza kaçırma yönünden eşit riskte bulunmuş, vitamin ve mineral alımında bir farklılık ortaya çıkmamıştır. Yine demir eksikliği saptanmamıştır. Büyüme ve gelişme geriliği açısından da anlamlı bir fark saptanmamıştır. Bunun yanında el ve ağız koordinasyonu becerileri çok daha hızlı bir şekilde gelişir. Aile ile birlikte sofrada yemek yeme alışkanlığı daha çabuk kazanılır. Bir gün bir yerde yemek yerken konuşmalarından yabancı uyruklu olduğunu anladığım bir aile yemek yiyordu. Yaşları yaklaşık 3 ve 1,5 yaşlarında olan iki çocukları da masadaydı. O iki gazel çocuk çok güzel bir şekilde çatallarını ve kaşıklarını kullanarak yemek yiyorlardı. Daha sonraki yıllarda bu yöntemin BLW olduğunu ve çocuklarımda da uygulamam gerektiğini öğrendim. Çocuklarım da bu yöntem ile büyüdüler ve bir sıkıntı olmadı. Ama bunların tercih meselesi olduğu ve ailelerin vereceği kararla yola devam etmenin daha uygun olacağını düşünüyorum. Bunun yanında iki yöntemin birleştirilmesi ile oluşturulmuş bir yöntem de mevcut. BLİSS yöntemi olarak bilinen bu yöntemde 8 aya kadar klasik yöntem ile devam edilirken 8. ay itibarıyla bebeğin kendi kendine de beslenmesi yöntemine geçiliyor. Aileler kendileri için hangi yöntemi uygun görürlerse biz o yöntemi ailelere anlatmaya hazırız. Detaylı bilgi paylaşımı için Hastanemizin ve kişisel sosyal medya hesaplarımızı ziyaret edebilirsiniz” diyerek sözlerine son verdi.

Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.